8 Ekim 2011

Taktik Doğruydu..



Biz yenemedik. Bu doğru. Hatalar yaptık bu da doğru. Sekiz yıldır her maçını izlediğim Almanya karşısında ben bir daha oynayacak olsam yine Hiddink'in ilk yarısında yapmaya çalıştığının üzerinde dururdum. Çok açık ve net.. Muazzam bir ilk yarı çıkardı bu takım..

Almanya'ya karşı Arjantin de olsanız önde basarak oynarsanız dağılırsınız. Hiddink benden çok daha iyi bir şekilde analiz edip doğru taktik ve ufak tefek eleştirilerim olsa da doğru oyuncu tercihi ile sahada yer almıştır. Kabaca siz Almanya'ya karşı oyuncu önde atak bir şekilde oynarsanız bu tarihi hata olurdu. Hali hazırda yenilen gollerin ne zaman ve ne şekidle geliştiğine lütfen ayrıntılı bir şekilde bakın. Gol olmaması için biz nasıl ve nerede durmalıydık ?

Ne dedik ?

Geride kontrollü bir şekilde bekleyip rakibi oyun kurma aşamasında bozarak hazırlıksız yakalayıp Selçuk-Burak ile vurmalısınız.

Ne yaptık ?

Dakika 4..

Rakibi oyun kurma aşamasında bozduk ve Selçuk ile gittik ama Burak'ı değil Hamit'i içeriye soktuk.. O gol olmak zorundaydı. Bunu atamazsanız Hiddink ne yapsın ?Hiddink bugünkü Barça'yı da buna benzer şekilde durdurabilen ilk hocaydı veriilmeyen penaltıları geçtim o son saniye İniesta golü olmasaydı..

Maçı ilk yarı Volkan'ın arkasında izledim. Gol olasıya kadar mahkum bir futbol oynuyor görüntüsüne aldanmayın Volkan'a iş düşmedi. Olması gerektiği gibiydi her şey. Eksik olan Almanların tek bir net pozisyonu yok iken Hamit ve Selçuk ile tamamen planlanmış olan atakların skora yansımamasıdır. Mourinho da Bayern'i benzer şekilde durdurdu ve tek fark Milito yakalanılan iki pozisyonun ikisini de gole çevirdi. O da aynı şekilde defansif orta sahasını kenara kaydırarak Robben'e auta kadar çalım attırdı. Biz de Lahm bölgesine adam fazlalığı ile baskı yaptık sonucu alacak şutu çekemedik, hepsi bu.



Sabri hamlesi çok ama çok akıllıcaydı. Lahm bölgesi normal koşullar altında böyle etkisiz değildir. İlk yarı boyunca oradan zorladılar ama Hamit-Sabri-Gökhan Gönül ile beraber orası tıkandı. Boateng-Müller-Khedira'nın organizesi yoktur. Burada Löw akıllı bir değişiklik yaptı. Khedira'yı Lahm'a yaklaştırıp diğer tarafa oyun kurması için Schweinsteiger'i geçirdi. Sabri bu sefer Khedira'ya yapıştı zira merkezi Lahm bölgesi olarak aldılar. Tam da buradan kapılan top net pozisyonu getirdi. Neden 3 sağ bek var demek Almanya'yı hiç tanımamaktır arkadaşım..

Maçın 20.dakikasında Löw 3 oyuncusunu ısındırmaya başladı zira işler beklediği gibi gitmiyordu. Goldeki hataya kadar Türkiye'nin iki net pozisyonu var ve Almanya'nın net bir pozisyonu yoktu! Ama 1-0 öne geçtiği son 39 maçı kaybetmemiş bir takımdan bahsediyoruz zaten..

Durum bu, uygulanması gereken taktik bu başka şansın yok. Bu gelişim düzeyiyle Almanya'ya karşı 100 kere oynasan 100 kere de bu taktiği uygulayacaksın zira başka şansın yok! Bunun adı mahkum oynamak değil ne yaptığını ve haddini bilmektir arkadaşım. İspanya hariç Avrupada her takım Almanya'ya karşı deneysel farklılıklar yapmadığı, maçı ciddiyetle oynadığı vakit bu şekilde oynamak durumundadır diğer türlü Arjantin de İngiltere de olsan dörtlüksün..

Paldır küldür ofansif oyuncuları sıralayıp baskı kurup topu önde oynarsan Arjantin gibi dağılırsın.. Televizyonlarda mahkum oynuyoruz çok kötü dediğimiz zaman diliminde ben Volkan'ın hemen arkasındaydım ve hiç endişeli değildim. Golleri biz "mahkum oynarken" değl "mahkum etmeye çalışır" iken yediğimizi de hatırlatalım. Bu takım 1-0 öne geçince 39 maçtır kaybetmemiş, neden acaba ? Zira üzerine abanan takımları cezalandırmasını çok ama çok iyi biliyor. Siz Hiddink'ten 1-0'mış gibi rakibin üzerine abanıp onun ekmeğine yağ sürmesini bekliyorsunuz, olacak iş midir bu ? Böyle olmadığı için de Hiddink gitsin bu işi bilmiyor.. Birileri işi bilmiyor da o kim, orası belirsiz.

Önde pres yaparsan öyle bir açılır ki o Almanya 30.dakikada pilin biteceği gibi arkada o çok sevdiği geniş alanı onlara veriyorsun ki Almanlar'ın istediği zaten bu.. Son derece hızlı ve organize çıkıp öldürücü atakları gerçekleştiren bir takımı arkada kontrollü bekleyip öndeki oyun kurucularına basmak yerinde bir taktik idi. Türkiye ilk yarı üzerine basa basa söylüyorum ki mahkum değil muazzam bir taktik maçı oynadı. İki net pozisyonu atamayıp şurada üzerinde durduğumuz Neuer'in oyun kuruculuğunun kurbanı oldu. Aynı zamanda sol kenarı gereğinden fazla boş bırakan Arda'nın da Hakan Balta'nın öne çıktığı zaman arkasını kollamaması da önemlidir zira Hiddink bunu da programda belirtmişti. Kontrolünü kaybetmeyeceksin.. Bir hata yaparsan affetmezler diye..

Sonrası önemsiz. Bana göre maçın kırılma anı o kaçan iki pozisyon ve onların çok uzun zamandır kaybetmediği 1-0 lık avantajı yakalaması..

Şimdi Mesut'a da duacıyız Almanya'nın kendisine de..Hadi bakalım!

7 Ekim 2011

Almanya- Türkiye: Kadrolar!



(Türkiye kadrosunu ciddiye almayın)

Bild'in verdiği kadro bu ama yüzde yüz güvenilir değil. Buraya bakarak benim size verdiğimden iki fark olduğunu görüyorsunuz. Mertesacker ve Höwedes.. Sağ bek zaten allak bullak.. Her maç farklı birisi oraya yerleşiyor. Mertesacker'in de formunu bulduğuna inanmış ve Marsilya maçında kötü oynayan Hummels yerine ona formayı vermiş.

Ben Hiddink'i NTV'de dinledim. O da burada ayrıntılı bir şekilde belirttiğimiz gibi aynı şekilde Schweinsteiger'e baskı yapıp önde oyun kurdurtmadan agresif savunma içerisine girecektir. Büyük çoğunluğu milli oyunculardan kurulu Bayern'i de geçen hafta Hoffenheim önde basarak, oyun kurdurtmayarak durdurmuştu. Mesele Mesut'u durdurmak değil onunla defans arasındaki pas trafiğini baltalamak..

Yüzde yüz konsantre ve yüzde yüz taktik disiplin ister bu iş.. Tek bir hata dahi kabul etmez bir maç..

Elbette Türkiye ilk onbirinin saçma olduğunun farkındayım ama Almanya genel anlamda bu şekilde çıkacaktır. Değişebilir iki mevkisi var sadece. Hummels oynayabilir ya da sağ beke başka bir isim geçebilir. Öndeki üçlü ilerideki merkez forvet ve orta ikili her bakımdan değişmez..

Benim için en iyi senaryo Almanya'nın hücum hazırlığında iken topunu kapıp Selçuk ile Burak'ı bulmak olacaktır. Hazırlıksız yakalayıp geniş alanda onları kontralarla vurmak bu Almanya'yı devrirmenin en güzel yoludur. Sadece golü yersek bu dediğimi onlar bize birden fazla kez yapabilir ve bu yüzden ilk golü kimin atacağı oldukça önemlidir.

Arda karşısında bek oyuncusu değil bildiğin stoper bulacaktır. Her şeye rağmen oradan geliştireceği "tek" bir tehlikeli atak dahi bize yetebilir.. Keza Selçuk'un güzel pası ya da herhangi birisinin içeriye giren herhangi bir şutu.. Ondan sonra belki de işler kolaylaşır, hiç beklenilmeyen farklı bir zafer çıkabilir...

Gökhan Gönül-Umut Bulut ve bir defansif orta sahayı da bu kenara çekerek Lahm kenarına gerekli baskı da oluşturabilir. Dolayısla Schweinsteiger'in top almasına, oyun kurmasına müsade etmeyerek stoper ile bağ kurmakta zorlanacak olan Müller ve onlara yardımcı olacak Khedira kısmını etkisizleştirmek çok daha kolaydır.

Bilet bulduk ve tribünde olacağız, hadi bakalım!

6 Ekim 2011

Levin Öztunalı Haberi!



Hürriyet, Milliyet, Fanatik v.s. yanlış çeviri üzerinden yanlış haberi manşet yapmıştır. Erdal Keser'in haberi burada manşeti dahi şudur: Sadece Levin Tunalı benim için tabudur, dokunulmazdır. Ama eğer oyuncu bana gelirse(gelmiş değil, oyuncuyu kazanmış değil!) ve Türkiye için oynamak istediğini söylerse ancak o zaman.. Bir savaş var ve bu haber efsanenin torununun savaşın dışında tutulduğuna ilişkindir. Beni ilgilendirmiyor buradaki basının yalan yanlış haberleri ama gelip bana çatıyorsunuz. Lig Radyo'da açıkladım.. Bildiğin yanlış çeviri. Mesut Röportajları da aynı şekilde yanlış çevrilmiştir v.s.

Adamın "eğer kendisi gelir de şunu şunu derse" söylemini gelmiş ve demiş olarak haber yapıp kimileri de manşet attı.. Mesut'un çocukluğundaki maç öncesi futbol oynamasını bugün yapıyormuşçasına aktardığınız gibi..

Başlığın devamı şudur: Sadece(Nur) Seeler'in torunu (Seeler Enkel) Tabu!

Misal Milliyet şurada nasıl vermiş:

"Erdal Keser "Uwe Seeler'in torunu Levin'e gidip konuşmadım, konuşmamda. Fakat babası Türk olan Levin kendi isteğiyle bize geldi. Hamburg alt yapısında yetişen ve kalbi Türkiye için atttığnı söyleyen Levin'i kadromuza almamamız imkansız olurdu""

Milliyet-Fanatik derken diğer gazetelere sıçramış bir de bu yüzden Erdal Keser'e çok kızıldığına kadar hikayeler eklenmiş de eklenmiş.. özeti basit: bu oyuncuya dokunmam ama kendisi GELİR de misal kalbinin Türkiye için attığını söylerse (ihtimal bu) ancak o zaman onu alırım. Hepsi bu. Çocuk alman U 15'inde oynuyor tüm bunlardan bihaber.. Ne geldiği var ne bizim takımda oynamak istediği ne de Erdal Keser ve Almanya arasında böyle bir savaş.. oy anam oy..